Diz eklemi; uyluk (femur)kaval (tibia) ve patella (diz kapağı) adı verilen üç kemikten oluşur. Yapısı gereği vücudun en büyük ve en karmaşık eklemlerinden biridir. Bu kemiklerin birbirine bakan yüzeyleri ise beyaz, sedefe benzeyen kıkırdak dokusu ile kaplıdır. Eklemdeki sinoviyal sıvının da yardımıyla günlük aktiviteler ağrısız ve kolay bir şekilde gerçekleşir. Dizler, aynı zamanda vücudun en çok yük taşıyan eklemidir. Bu nedenle diğer eklemlere göre çok daha hızlı bir şekilde dejenere olabilir. Dejenerasyon ileri derecede olduğunda ve eklem mobilitesi ciddi oranda kısıtlandığında ise diz protezleri ile bölgenin sağlıklı bir şekilde hareket edebilmesi amaçlanır.

Diz protezi; genellikle metal ve polietilenden üretilen, eklemi taklit ederek fonksiyonun  korunmasını sağlayan yapay eklemdir. Günümüzün modern teknolojisi ile üretilen eklemlerde titanyum- kobalt gibi çok daha dayanıklı malzemeler de kullanılmaktadır.

Bu aparatların amacı; bozulmuş eklem yüzeyinin yeniden oluşturulması ve bölgeye tıpkı orijinal eklemler gibi hareket edebilecek, sağlıklı bir destek sağlanmasıdır. Diz protezlerinde dört ana parça bulunur:

  • Femoral Komponent: Uyluk kemiğine ait eklem yüzeyine yerleştirilir.
  • Tibial Komponent: Kaval kemiğine ait eklem yüzeyine yerleştirilir.
  • Pateller Komponent: Diz kapağı protezi de diyebileceğimiz bu parça diz kapağının eklem yüzeyine takılır.
  • İnsört: Çoğunlukla polietilenden üretilir; tibial ve femoral komponentin arasına yerleştirilen parçadır.

Dize uygulanan bu 4 parça, birbiri ile uyumlu olarak çalışır ve eklemin ağrısız bir şekilde hareket etmesine yardımcı olur.

Diz Protezi Neden Kullanılır?

Diz eklemi, pek çok nedenle hasar görebilir ve işlevini yitirebilir. Bunların başında:

  • Osteoartrit: Ortopedik protez kullanımının en yaygın nedenidir. Kıkırdaklarda başlayan bu dejeneratif süreç, zaman içerisinde kemik yüzeylerinin yapısını da değiştirerek eklem hareketlerinin ciddi ölçüde kısıtlanmasına ve en önemlisi ağrıya neden olur. Yaygın olarak kireçlenme adıyla bilinen bu rahatsızlık, genellikle ileri yaşlardaki hastalarda görülür. Bununla birlikte aşırı kilokadın cinsiyetinde olmakzamanla eklemde oluşmuş travmalar da kıkırdak kaybına neden olabilir.
  • Romatoid Artrit: En sık görülen enflamatuar eklem hastalıklarındandır ve her yaşta görülebilir. Genellikle birden çok eklemi etkiler. En sık tutulan eklemlerden biri de dizlerdir. Romatoid artrit hastalarında diz hareketleri ağrılıdır ve hareket esnasında takılmalar olabilir. Uygun tedavi edilmezse iltihap kıkırdak ve kemik dokusunda tahribat yaratmaya başlar. Bu nedenle protez ihtiyacı doğabilir.
  • Postravmatik Artrit: Diz yaralanmaları sonrasında görülen artrittir. Osteoartrite benzer ancak esas nedeni menisküs ve bağ yaralanmalarıdır. Postravmatik artrit ağrıları başlangıçta hafiftir. Zaman içerisinde eklem hareketleri esnasında ağrı artar. Eklem bölgesinde şişlikler oluşabilir. Bu nedenle merdiven çıkma, yürüme ya da çömelme gibi günlük aktiviteler ağrılı hâle gelebilir. Benzer şekilde dizdeki kitlenme şikâyeti de zaman içerisinde artar. Bu nedenle protez yardımıyla eklemin hareket açıklığının korunması ve ağrı kontrolü gerekebilir.

Diz Protezi Ne Zaman Gereklidir?

Dizde görülen ortopedik rahatsızlıkların büyük bir kısmında, genelde konservatif (cerrahi dışı) yöntemlerle tedaviye başlanır. Özellikle rahatsızlıklar erken dönemde teşhis edilmişse eklemi güçlendirecek ve semptomları azaltacak farklı yöntemler denemek mümkündür. Bu noktada egzersizlerin rolü büyüktür. Bağ ve kas dokularını esneten, güçlendiren egzersizler sayesinde eklemin daha kuvvetli olması ve hareket esnasında kaslardan destek alması sağlanabilir.

Aynı zamanda enflamasyonu gidermek ve günlük yaşamı olumsuz etkileyen ağrıları azaltmak için antienflamatuar ilaçlardan da destek alınabilir. Bu süreçte deformasyonu yavaşlatmak için en etkili uygulamalardan biri de fizik tedavi ve rehabilitasyondur. Bu süreçte eklem bölgesini zorlamadan, sağlıklı bir şekilde çalıştırmak ve kişinin ihtiyacına göre en doğru egzersiz planını yapmak mümkündür.

Tüm bu yöntemlerle tedavide başarılı sonuç alınamadığında ise diz protezi ameliyatı tercih edilebilir. Diz protezleri:

  • Konservatif tedavilere rağmen ağrıların devam etmesi
  • Yürüme, merdiven çıkma, oturma ve yatmada zorluk
  • Bacaklarda yapısal bozulma ( O bacak veya çapraz bacak)
  • Radyolojik olarak konservatif yöntemlerle tedavinin mümkün olmadığı, ileri derecede dejenerasyon saptandığında

Diz Protezi Çeşitleri Nelerdir?

Diz protezi çeşitleri, temel olarak 2 ana başlık altında incelenebilir:

Total Diz Protezi

Diz protezi ameliyatında en çok tercih edilen türdür. Bu protezler, eklemdeki hasarın birden fazla bölgeyi tuttuğu hastalarda oldukça başarılı sonuçlar verir. Bu profildeki hastalarda genellikle menisküs ve bağ dokuları da hasar görmüştür. Bu nedenle eklem yapısının tamamen yenilenmesi gerekir. Total diz protezleri sayesinde femur, patella ve tibiadaki hasarlı bölgelerin tamamı yenilenir. Böylece eklemin hem iç hem de dış yüzeyleri değiştirilmiş olur ve hareket esnasında ağrı şikâyeti büyük oranda ortadan kalkar. Bununla birlikte total diz protezleri ileri dönemde eklemi onarmak amacıyla yapılacak ameliyatlara imkân vermez. Eklem tamamen yapay eklem ile değiştirilir. Bu nedenle genellikle ileri yaşlardaki hastalarda tercih edilen bir uygulamadır.

Yarım Diz Protezi

İlk kez 1968 yılında uygulanan diz protezleri, zaman içerisinde hem materyal hem de tasarım anlamında gelişmiştir. Böylece dejenerasyonu erken yaşlarda olan hastalarda  kullanılabilecek, kısmî (unikondiler) yani yarım diz protezleri ortaya çıkmıştır. Bu protezler genellikle dizin tek bir tarafında hasar olduğunda tercih edilir. Henüz eklemin tamamında aşınma yoktur. Ancak tek bir bölgede kıkırdak dokusunun kaybedildiği ve kemik hasarının başladığı hastalarda bölgenin lokal olarak değiştirilmesi gerekebilir. Bu durumda yarım protezlerle oldukça başarılı sonuçlar alınabilmektedir.

Yarım diz protezlerinin kullanılmasında önemli olan noktaların başında ise bölgedeki hasarın derecesi gelmektedir. Eğer kıkırdak dokusu ile birlikte menisküs ve bağlar da hasar görmüşse kısmî protez uygulaması ile etkili sonuçlar almak mümkün değildir.

Diz Protezi Kaç Yaşında Takılır?

Kemik ve kıkırdak hasarları her yaşta görülebilir. Genellikle ileri yaşlarda ortaya çıksa da spor, travmalar ve genetik aktarım hastalığın erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden olabilir. Eğer tedavi edilmezse erken yaşlarda da protez ihtiyacı ortaya çıkabilir. Bu noktada işlemin yapılması açısından keskin bir sınırdan söz edemeyiz. Kemik gelişimini tamamlamış olan, genç yaştaki bireylere de mutlak endikasyon varsa diz protezi takılabilir. Ancak çoğunlukla ileri yaştaki hastalarda tercih edilen bir uygulamadır. Özellikle total diz protezleri takıldıktan sonra kemik ve kıkırdak dokusuna yeniden müdahale yapma şansı yoktur ve protezlerin de ömrü sınırlıdır. Bu nedenle çoğunlukla eklemdeki deformasyonun ileri derecede olduğu, 65 yaş üzeri hastalarda tercih edilir.

Diz Protezinin Ömrü Ne Kadardır?

Geçmişte kullanılan tamamen metal materyalden protezlerin ömrü kısaydı. Ancak günümüzde üretilen metal-polietilen protezlerin ömrü çok daha uzundur. Metal malzeme, eklemdeki sürtünme sonucu çabuk aşındığı için kısa sürede gevşer. Polietilen ise oldukça dayanıklıdır ve bölgeye hızlı bir şekilde uyum sağlar. Bu nedenle modern protezler yaklaşık 15 – 20 yıl boyunca hiçbir hasar görmeden kullanılabilmektedir.

Diz Protezi Ameliyatıyla İlgili Sorular

Diz Protezi Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Diz protezi ameliyatları anestezi altında yapılır. Bu nedenle hastalar uygulama esnasında herhangi bir ağrı ya da acı hissetmezler. Ameliyatta genel ya da epidural (belden aşağısının hissizleştirilmesi) anestezi tercih edilebilir. Eğer herhangi bir sağlık sorunu yoksa en çok tercih edilen yöntem genel anestezidir. 

Her cerrahi işlemde olduğu gibi bu ameliyatlarda da anesteziye bağlı riskler söz konusu olabilir. Bu nedenle ameliyat öncesinde hem hastaya uygun cerrahi planın yapılması hem de anesteziye bağlı komplikasyonların minimuma indirilmesi için gerekli tetkiklerin yapılması gerekir. Öncelikle hasta öyküsü detaylı olarak incelenir. Cerrahide risk doğurabilecek şeker ve tansiyon hastalığı gibi rahatsızlıkların durumu değerlendirilebilir. Bu hastalarda da güvenli bir şekilde protez ameliyatı yapmak mümkündür. Ancak cerrahi öncesinde düzenli kullanılan ilaçların düzenlenmesi gerekebilir. Aynı şekilde dizdeki enflamasyonun da göz önünde bulundurulması gerekir. Eğer bölgede ödem ve iltihap varsa öncelikle bu şikâyetlerin geçirilmesi hedeflenbilir.

Diz protezi ameliyatları açık cerrahi ile yapılır. Dize yapılan 10 – 15 cm’lik bir kesiden ekleme ulaşılır. Bölgedeki tüm hasarlı dokular çıkarılır. Protez yerleştirildikten sonra ise bağlar, fasya ve cilt altı dokuları dikilir ve operasyon tamamlanır. Uygulamada her iki dize de protez yerleştirilebilir. Bu noktada hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve tedavideki öncelikler dikkate alınır ve hasta özelinde bir cerrahi planlaması yapılır.

Diz Protezi Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Diz protezi ameliyatında amaçlanan ağrısız ve fonksiyonel bir eklem ile kişinin günlük yaşam kalitesini yükseltmektir. Bu her hasta için aynı olsa da izlenen cerrahi prosedür farklı olabilir. Her hastanın fizyolojik özellikleri de farklı olduğu için ameliyat süreci değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle ameliyat süresi hakkında net bir bilgi vermek pek doğru olmayacaktır. Ancak genel olarak protez ameliyatlarının 1,5 – 2 saat arasında değişkenlik gösterdiğini söyleyebiliriz. Eğer her iki dize de cerrahi uygulama yapılacaksa bu süre biraz daha uzun olabilir. Aynı zamanda cerrahi sürecinde yaşanabilecek olası komplikasyonlar da ameliyat süresinin uzamasına neden olabilir.

Diz Protez Ameliyatı Riskli Midir?

Diz protezi ameliyatları sonrası hastaların büyük bir çoğunluğu herhangi bir sorun yaşamadan, sağlıklı bir şekilde günlük yaşamlarına devam edebilirler. Dizdeki takılma, krepitasyon (eklemden çıtırtı sesi gelmesi), tutukluk ve ağrı şikâyetleri büyük oranda azalır. Eklem hareket açıklığı korunur/artar ve kişi günlük yaşam aktivitelerini daha rahat yapabilecek hâle gelir. Bununla birlikte protez ameliyatlarına ve anesteziye özgü bazı risklerden de söz edebiliriz:

  • Anesteziye Bağlı Komplikasyonlar: Tüm cerrahi işlemlerde mevcut olan risklerdir. Bu riskleri minimuma indirmek için ameliyat öncesinde gerekli tetkikler yapılır. Eğer hastada mevcut olan bazı hastalıklar anestezi komplikasyonlarına neden olma ihtimali taşıyorsa bunu da dikkate alarak uygun cerrahi planı yapılır. Vücudun kullanılan ilaçlara aşırı reaksiyon vermemesi için mevcut alerji listesi değerlendirilir. Bu nedenle hastaların çok azı anestezi sürecinde sorun yaşar. Ancak nadir de olsa anestezi nedeniyle istenmeyen yan etkiler görülmesi, her cerrahi işlemde düşük de olsa bir risk faktörüdür.
  • Derin Ven Trombozu: Kısaca DVT olarak bilinen toplardamarda kan pıhtısı oluşması  kalça, pelvis ya da diz ameliyatlarından sonra daha sık görülür. Toplardamarda oluşan pıhtılar akciğere ulaşırsa “pulmoner embolizm”e neden olabilir ve akciğer fonksiyonunu bozabilir. Bu nedenle diz protezi ameliyatı sürecindeki en önemli komplikasyonlardan biridir. Ancak özenli bir ameliyat sonrası süreç ile bunu kontrol altına almak mümkündür. Diz protez ameliyatı sonrası ayak şişmesibacaklarda ağrı ve renk değişmeleri genellikle DVT belirtisidir. Bu nedenle hasta düzenli olarak takip edilir, varis çorapları sayesinde dolaşımın kontrol altına alınması sağlanır. DVT’yi engellemek için en etkili yöntem ise ameliyat sonrası hareketli kalmaktır. Bu nedenle hastalar ertesi gün ayağa kaldırılır ve hafif egzersizlerle kan dolaşımının sağlıklı şekilde devam etmesi sağlanır.
  • Enfeksiyon: Bu komplikasyon özellikle açık cerrahi ile yapılan ameliyatlarda yüksek oranda görülür. Bununla birlikte ameliyathane koşullarında, deneyimli hekimler tarafından yapıldığında ve yerleşik tıbbi kurallar çiğnenmediğinde risk oldukça düşüktür. Eğer çeşitli nedenlerle enfeksiyon oluşursa antibiyotik takviyesi ile kontrol altına alınabilir. İleri dönemlerde de hastaların riskli durumlara karşı tetikte olması ve özellikle geçireceği cerrahi operasyonlardan ve bazı tedavilerden önce doktor kontrolü ile antibiyotik kullanması gerekebilir.
  • Sert Diz: Diz protezi ameliyatında beklenen sonuç eklem hareket açıklığının yaklaşık 110 derece olmasıdır. Günlük aktivitenin sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi için gereken diz açıklığı minimum 90 derecedir. Nadir de olsa bazı hastalarda protez ile bu açıklığı korumak mümkün olmayabilir ve ameliyat sonrasında da hareket kısıtlılığı devam edebilir. Bu noktada doktorun deneyimi de oldukça önemlidir. Protez ameliyatı yapılırken bağların dengede ve dokuların doğru konumlandırılmış olması diz hareketini büyük ölçüde etkiler.
  • Diz Protezinin Gevşemesi: Protezlerin gevşemesi bazı durumlarda beklenenden erken gerçekleşebilir. Özellikle ameliyat sonrasında dizi fazla bükmek ve eklemi aşırı zorlamak protezin erken dönemde gevşemesine neden olabilir. Diz protezi ameliyatı sonrası dizden ses gelmesi ve diz protezi ameliyatı sonrası şiddetli ağrı genellikle bu durumun belirtisidir.

Diz Protezi Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci Uzun mudur?

Cerrahi işlemlerden sonra iyileşme süreci her hastada farklıdır. Dolayısıyla bazı hastalarda tamamen iyileşme daha geç gerçekleşebilir. Yaşı ilerlemiş kişilerde doku onarımı da daha geç olduğu için bu kişiler için ameliyat sonrası toparlanmak bir miktar daha uzun sürebilmektedir.

Diz protezi ameliyatından sonra hastalar genellikle 3 – 7 gün hastanede kalırlar. Ameliyattan sonraki ilk gün hasta destek ve yürüteç yardımı ile kısa yürüyüşler yapmaya başlar. Dikişler yaklaşık 15 gün sonra alınır ve sonrasına kişi duş alabilir. Tüm hareketleri desteksiz yapmak genellikle 6 haftayı bulur. Bu süreçte dizin çoğu fonksiyonu geri döner ve 1,5 ayın sonunda kişi günlük aktiviteleri tek başına yapabilecek duruma gelir.

Diz Protezi Ameliyatından Sonra Ağrılar Ne Kadar Sürer?

Diz protezi ameliyatı sonrası şikâyetler genellikle 1 ay içerisinde hafiflemeye başlar. Dizin tam anlamıyla iyileşmesi ise 3 – 6 ayı bulabilir. Bu süreçte genellikle ilk 1 – 2 hafta içerisinde ağrılar yoğun olabilir. Ancak zamanla ağrı azalır ve kişi rahat bir şekilde günlük yaşamına devam edebilir. Ameliyat sonrasında reçete edilen ilaçların da yardımıyla kişinin bu süreci minimum ağrıyla geçirmesi hedeflenir.

Protezler, diz hastalıklarının neden olduğu ağrı, tutukluk ve hareket kaybını büyük oranda azaltır. Bu nedenle ameliyat sonrasında, hastalık dönemine göre çok daha az ağrı olur. Diz hareketleri daha rahattır ve kişi günlük yaşam aktivitelerini daha kolay yapabilir.

Diz Protezi Ameliyatı Sonrası Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Ameliyattan sonra dizin hareketli tutulması önemlidir. Bu nedenle dizi zorlamadan, hafif egzersizlerle eklem bölgesi desteklenebilir. Germe egzersizleri bu noktada ideal olacaktır. Kişinin geçirdiği ameliyata göre, fizyoterapistler tarafından tavsiye edilen basit egzersizler sayesinde bölgedeki kas ve bağların güçlendirilmesi sağlanabilir.

Bu süreçte dikkat edilmesi gerekenlerden biri de diz eklemini korumaktır. Düşme, çarpma ve darbeler protezin zarar görmesine neden olabilir ve yeniden cerrahi ihtiyacı doğurabilir. Bu ihtiyacı ortadan kaldırmak için hastanın yaşam alanı yeniden düzenlenebilir. Oturma ve yatma pozisyonlarında dizi zorlamamak için destekler ya da yükseltiler kullanılabilir.

Diz Protez Ameliyatı Olan Hastalar Spor Yapabilir mi?

Diz protezi sonrası spor yapmak mümkündür. Ameliyat sonrası iyileşme döneminde ağır sporlar tavsiye edilmez. Bu süreçte diz eklemini korumaya ve güçlendirmeye yönelik hafif egzersizler yapılabilir. Diz eklemi fonksiyonlarını tamamen kazandığında ise yürüyüş ve yüzme gibi eklem sağlığına iyi gelen, destekleyici egzersizler tercih edilebilir. Profesyonel olarak sporla uğraşan kişilerde mutlaka doktor kontrolünde antrenman yapılması gerekir ve ekleme aşırı yük binen sporlar için bazı kısıtlamalar tercih edilebilir.

Diz Protezi Ameliyatından Sonra Fizik Tedavi Gerekli midir?

Diz protezi sonrası fizik tedavi kişinin normal yaşama daha hızlı ve güvenli geçişini kolaylaştırır, ameliyat başarısını arttırır. Uygun bir rehabilitasyon süresinden sonra ev egzersizlerini hastaların düzenli olarak, kendi kendine yapması tavsiye edilir. Fizik tedavi süreci bir zorunluluk değildir ancak normal yaşama daha hızlı ve güvenli geçişi sağlar.

Diz Protezi Ameliyatı Yerine Kök Hücre Tedavisi Yapılabilir mi?

Diz protezi ameliyatlarından hemen sonra, hasta anestezi etkisini atana kadar bir süre sıvı tüketmesi gerekebilir. Bu süreçte hasta sürekli hareket hâlinde olamayacağı, sıklıkla istirahat edeceği için bağırsak düzenini olumsuz etkilemeyecek posalı ve lifli besinler tercih edilebilir. Aynı zamanda vitamin ve mineraller bakımından zengin bir beslenme planı yapılması da oldukça önemlidir. Kemik ve kıkırdak sağlığı için faydalı olan kalsiyum, D vitamini ve onarıcı gücü olan antioksidanlar sayesinde bu sürecin çok daha hızlı tamamlanması sağlanabilir. Eklem tamamen iyileştikten sonra ise hastaların beslenme düzeni ile ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır.

Diz Protezi Ameliyatı Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Ümit DİNÇER
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik tedavi ve Rehabilitasyon alanında uzman olan sayın Dinçer, 1970 yılında Kayseri’de doğmuştur. İyi derecede İngilizce bilen Prof. Dr. Ümit Dinçer, osteaoartrit alanında önde gelen uzmanlardan birisidir.