Eklem Sıvısı (Sinoviyal Sıvı) Ne İşe Yarar?

Eklem sıvısı veya sinoviyal sıvı eklemlerin artiküler yüzlerindeki kayganlığı sağlarken bir yandan da kıkırdağın besin öğelerini taşır. Bütün sinoviyal eklemlerde bulunur ve normal miktarın eklem yüzeyini ıslatacak kadardır. Osteoartrit dahil olmak üzere hemen hemen tüm artit durumlarında sinoviyal sıvının miktarı veya bileşimi bozulur. Bunun tipik örneği diz eklem osteoartiti (kireçlenmesi) olarak karşımıza çıkar. Diz eklemi, vücudun en büyük ve en fazla yük taşıyan eklemlerinden biridir. Ana eklemi tibiofemoral eklemdir ve günlük aktiviteleri gerçekleştirmeye yardımcı olan pek çok hareket bu eklem sayesinde yapılır. Tibiofemoral eklemi oluşturan kemikler ise kaval (Tibia) ve uyluk (Femur) kemikleridir. 

Dizin diğer büyük eklemi ise patella (diz kapağı) ve femur kemiğinin meydana getirdiği patellafemoral eklemdir. Bu eklemlerin rahat bir şekilde hareket etmesi sinoviyal sıvı sayesinde olur. Sinoviyal sıvı, eklem bölgesini saran sinovyum zarından salgılanır. İçerisinde hyaluronik asit bulundurur. Böylece kıkırdakları besler; eklem hareketlerinin ağrısız ve rahat gerçekleşmesini sağlar. Eklemdeki aşırı sürtünmeyi önler böylece kıkırdak hasarının önüne geçer. 

Çeşitli nedenlerle sinoviyal sıvının işlevini yerine getirememesi ise yaygın olarak “dizde sıvı kaybı” olarak bilinir. Yazımızın devamında “Dizde sıvı kaybı neden olur? Dizde sıvı kaybına ne iyi gelir?” gibi sık sorulan sorulara yanıt bulabilirsiniz. 

Diz Sıvısı Biter mi?

Dizde sıvı kaybı denildiğinde pek çok kişinin aklına bölgedeki sıvının tamamen bittiği ve eklemde hiç sıvı olmadığı gelmektedir. Ancak bu ifade eklem sıvısının işlevini tam anlamıyla yerine getiremediğini, miktar ve kalitesinin bozulmasını ifade eder. 

Eklem sıvısının temel işlevi kayganlaştırma (lubrikasyon), beslenme ve yastıklamadır. İçeriğinde bulunan hyaluronik asit kıkırdak yapısın temel taşıdır. Bir yandan da ciddi su tutma yeteneği vardır, dayanıklılığını artırır. Zaman içerisinde vücutta hyaluronik asit üretimi de azalır. Bu nedenle eklem sıvısı bölgeye yeterli kayganlık sağlayamaz. Aynı zamanda eklem hasarları ve zarar gören kıkırdak yapısı da sinoviyal sıvının bölgeye yeterli destekleme sağlamasını engelleyebilir. Dolayısıyla bu ifadeden anlaşılması gereken eklemdeki kaliteli sıvının yeterli oranda temin edilemediğidir. 

Aynı zamanda eklem hastalıkları da sinoviyal sıvının yapısını değiştirebilir. Özellikle osteoartrit hastalığının ileri aşamalarında eklemi çevreleyen dokuda inflamasyon sebebiyle aşırı sinoviyal sıvı üretimi olabilir. Bu da bölgede ödeme neden olur. Sonuç olarak eklem sıvısı artar ancak işlevini tam anlamıyla yerine getiremez. 

Dizde Sıvı Kaybı Belirtileri Nelerdir?

Dizde sıvı kaybının başlıca belirtisi eklem hareketleri sırasında hissedilen ağrıdır

Ağrı ile birlikte diz hareketlerinde tutukluk olması en yaygın görülen belirtilerdendir. Eklemdeki sıvı bölgeye yeterli kayganlık sağlayamadığı için hareket sırasında sürtünme artar. Bu da hareketle ağrının da artmasına ve eklem sertliğine neden olur. Dizlerdeki tutukluk özellikle sabah saatlerinde daha belirgindir. Gün içerisinde hareket arttıkça eklem hareketleri de rahatlar. 

Dizde sıvı kaybına bağlı ortaya çıkan önemli belirtilerden biri de dizde takılma hissi ve hareketle birlikte ortaya çıkan çıtırtı sesidir. Krepitasyon olarak da adlandırılan bu semptom, özellikle sürtünme nedeniyle eklem yüzeyinin pürüzlü bir hâl almaya başladığı hastalarda oldukça sık görülür. 

Dizde Sıvı Kaybı Neden Olur?

Tek bir faktörden söz etmek doğru olmaz, pek çok etken bu durumun ortaya çıkmasında etkilidir. 

Yaşlanma

Dizde sıvı kaybı, yaşlı kişilerde gençlere oranla çok daha fazla görülür. Bunun başlıca nedeni ilerleyen yaşla birlikte vücuttaki pek çok dokunun fonksiyonel olarak zayıflamasıdır. Yaşlı bireylerde yeterli sinoviyal sıvısı salgılanamadığı ve yeterli hareketle ekleme dağıtılmadığı zaman eklem problemleri ortaya çıkabilir, eklemlerde tutukluk olabilir ve kişi hareket ederken zorluk yaşayabilir. 

Hareketsizlik

Sinoviyal sıvının sağlıklı bir şekilde salgılanmasını ve dağılımını engelleyen bir diğer faktör de sedanter (hareketsiz) yaşamdır. Eklem kıkırdağının korunması ve beslenmesi sinoviyal sıvının pompalama ile ekleme dağıtılmasında hareket çok önemlidir. Hareketsizlik, dizde sıvı kaybının dolaylı etkilerinden biridir.

Metabolik Hastalıklar

Özellikle şeker hastalığı gibi vücudun doğal tamir ve yapım sürecini (turnover) olumsuz etkileyen, dokulardaki sıvıyı azaltan hastalıklar sinoviyal  sıvının yeterli miktarda üretilmemesine neden olabilir. 

Aşırı Kilo 

Tüm bedenin ağırlığını taşıyan diz eklem kıkırdağı artan kilo ile birlikte baskı altında kalır ve  sinoviyal sıvı kıkırdakları beslemek için yetersiz kalabilir. Doku hasarı ilerledikçe sinoviyal sıvının yapısını bozabilir ve eklemde özelliğini yitirmilş sıvı birikmesine neden olabilir. 

Dizde Sıvı Kaybı ve Kireçlenme Birbiriyle Bağlantılı mıdır?

Dizde sıvı kaybı ve kireçlenme arasında güçlü bir bağlantı vardır. Bu noktada hem kıkırdaklardaki hasarın sıvı kaybı riskini artırdığını hem de sıvı kaybının kireçlenmeyi kolaylaştırdığı söylemek mümkündür. 

Eklem sıvısı, içerisinde kıkırdağın temel taşı olan hyaluronik asit bulunur ve zaman içerisinde parçalanıp yeniden üretilir. Kireçlenme söz konusu olduğunda ise hyaluronik asit daha fazla parçalanır; üretimi ise ciddi oranda azalır. Bölgede sıvı birikimi olur ancak içeriği yetersiz ve kalitesiz olduğundan yeterince işlev sağlamaz, aksine ödeme neden olur ve eklem hareketlerini daha ağrılı hâle getirebilir. 

Eklem sıvısının azalması ve bölgeye yeterli kayganlık sağlayamaması ise eklemdeki sürtünmeyi artırır. Dolayısıyla kıkırdak dokusu hasar görüp, zaman içerisinde süngerimsi yapısını kaybetmeye başlar, sertleşir ve incelerek parçalanabilir. 

Dizde Sıvı Kaybına Ne İyi Gelir?

Eklem sıvı kaybı, kişinin yaşam kalitesini ciddi oranda düşüren ve ileri evrelerde diz hareket açıklığını azaltabilen bir durumdur. Bu nedenle sıvı kaybını engellemeye ve salgılanan sıvının kalitesini yükseltmeye yönelik önlemler almak, tedavi sürecinde önemlidir.

  • Günlük Aktivite Miktarının Artırılması: Eklem sıvısının salgılanması ve ekleme dağıtılmasında hareket oldukça önemlidir. Bu noktada en başarılı sonuçlar ise genellikle fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalar ile terapötik egzersizler sayesinde alınmaktadır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon sürecinde eklemi koruyarak, hastanın tam olarak ihtiyacı olan aktiviteler yapıldığı için ekleme zarar vermeden  çalışması sağlanabilir. 

Ayrıca hafif yürüyüşler, pilates ve esneme egzersizleri de eklemlerin desteklenmesine yardımcı olacaktır. Kişi fizyoterapistin de önerisi ile yapacağı ev  egzersizleri sayesinde bu sürece destek olabilir ve eklem mobilitesini daha da arttırabilir. 

  • Zayıflamak: Kilo vermek, dizlere binen yükün azalmasına yardımcı olur. Bu da dolaylı olarak kıkırdak hasarının azalmasına ve sinoviyal sıvının bölgede etkin bir kayganlık sağlamasına yardımcı olur. Bu nedenle özellikle obez hastalarda, zayıflamak tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır. 
  • İlaç Kullanımı: Özellikle enflamasyona bağlı olarak yangı ve ağrı görülen eklemlerde non-steroid antienflamatuar ilaçlar sayesinde günlük yaşam aktivitelerinin kolay ve ağrısız şekilde gerçekleştirilmesi sağlanabilir.  

Dizde Sıvı Kaybının Tedavisi Mümkün müdür?

Eklem sıvı kaybı osteoartritin bir bileşenidir ve tedavisinde egzersiz ve fizik tedavi ile birlikte diz içi enjeksiyon da önemli bir yere sahiptir. Günümüzün modern tıbbî uygulamaları sayesinde vücudun kaybettiği hyaluronik asiti dışarıdan sağlamak ve eklemlere kayganlık kazandırmak, kıkırdak tamirine katkı sunmak mümkündür. Bu yöntem sayesinde hyaluronik asit enjeksiyonu,en çok tercih edilen tedavi yöntemlerinden biridir. 

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Ümit DİNÇER

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik tedavi ve Rehabilitasyon alanında uzman olan sayın Dinçer, 1970 yılında Kayseri'de doğmuştur. İyi derecede İngilizce bilen Prof. Dr. Ümit Dinçer, osteaoartrit alanında önde gelen uzmanlardan birisidir.

Tüm Makaleleri Görün