Belde kireçlenme, kalça ve diz kadar olmasa da sık görülen bir osteoartrit türüdür. Hastalık, özellikle vücudun yük taşıyan eklemlerinde yaygın olarak görülür. Bel bölgesi başta olmak üzere tüm omurga  yer çekimine karşı tüm gövdenin ağırlığını taşır. Bu nedenle zaman içerisinde bölgedeki omurlar arası eklemde (intervertebral eklem) dejenerasyon ve osteoartrit olabilir.

Bel bölgesinde 5 adet omur ve bu omurlar arasında süspansiyon görevi üstlenmiş disk (intervertebral disk) bulunur. Bu diskler, hareketler esnasında elastik deformasyona uğrayarak kemiklerin zarar görmesini engeller, stabilizasyonu sağlar. Bel kireçlenmesi, genellikle bu disklerin dejenere olması ile başlar. Disklerde meydana gelen dejenerasyon zaman içerisinde kemiklerin ve eklemlerin de aşınmasına neden olabilir. Oluşan dejenerasyon ve stabilizasyon bozukluğu  sinirlerde baskıya yol açar ve beldeki kireçlenme belirtileri ilerlemiş vakalarda bacaklarda ağrı, uyuşma, karıncalanma ile kendini gösterebilir.

Belde Kireçlenme Neden Olur?

Kireçlenmenin temel nedeni yaşlanmadır. Zaman içerisinde tüm dokular gibi diskler de yıpranmaya başlar. Özellikle bel gibi vücudun yük taşıyan eklemlerindeki kıkırdaklar aşınır, diskler su içeriğini kaybederek kırılganlaşır ve yük kemiklere aktarılmaya başlar.  Bu da hastalığın ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bel kireçlenmesi çeşitli etkenlerle tetiklenebilir ve oluşumu kolaylaşabilir. Bel kireçlenmesi nedenlerini aşağıdaki listede bulmanız mümkündür.

  • Genetik Faktörler: Kıkırdak ve kemik yapısının yapısal olarak güçsüz, aşınmaya daha müsait olması hastalığın erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle ailesinde osteoartrit görülen kişiler de risk grubunda kabul edilir.
  • Cinsiyet: Kadın bedenine özgü hormonal değişimler de hastalığın ortaya çıkmasında etkili olabilir. Östrojen hormonu, kıkırdak ve kemik sağlığı açısından oldukça önemlidir. Menopoz döneminde ise kadın vücudunun salgıladığı östrojen oranı ciddi şekilde düşer. Bu nedenle kemikler daha kırılgan ve dayanıksız hâle gelmeye başlar. Bu durum, dolaylı olarak bel osteoartriti riskini de artırmaktadır.
  • Aşırı Kilo ve Obezite: Kilo artışı, eklemlerdeki stresi artırır. Kıkırdaklara aşırı yük binmesine neden olur. Özellikle diz, kalça ve bel bölgesinde görülen kireçlenme olgularında kilo artışı önemli bir risk faktörüdür.
  • Travma ve Eklem Yaralanmaları: Şiddetli darbeler, düşme ve çarpmalar sonucu oluşan mikro kıkırdak ve kemik hasarları uzun vadede bu hastalığın ortaya çıkmasına neden olabilir. Hasar gören ve sağlıklı bir şekilde iyileşmeyen kemikler, diğer kemiklere göre aşınmaya daha müsaittir. Bu nedenle bel bölgesinde zorlanmaya neden olabilecek sporlarla uğraşan kişilerde de bel kireçlenmesi görülebilir.

Belli başlı bel kireçlenmesi nedenleri bunlardır. Kişiye veya duruma göre farklı nedenler tespit etmek de mümkündür. Doğru nedeni bulmak, sorunu kökünden çözmek için son derece önemlidir. Bu sebeple bel kireçlenmesi belirtilerini fark ettikten sonra vakit kaybetmeden bir uzmana danışmanız tavsiye edilir.

Bel Kireçlenmesi Ağrı Yapar mı?

Tüm kireçlenme hastalıklarında olduğu gibi belde osteoartrit de ağrıya neden olur. Ağrı bel bölgesinde yoğunlaşır ve hareketle birlikte artabilir. Başlangıç evresinde genellikle ağrılar oldukça hafif olur. Bu nedenle kişinin günlük yaşamını büyük ölçüde etkilemeyebilir. İlerlemiş olgularda ise ağrının hem şiddeti hem de sıklığı artar, zamanla istirahat hâlindeyken de ağrı olabilir. Belde kireçlenme ağrısı bacaklara da yayılabilir. Zaman zaman kasık bölgesinde de sızı benzeri hafif ağrılar olabilir.

Belde Kireçlenme Belirtileri Nelerdir?

Osteoartritin ilk ve en tipik belirtisi ağrıdır. Bununla birlikte omur ve sinirlere baskının artmasıyla birlikte spazm, gerilme, uyuşma, karıncalanma ve dermansızlık şikâyetlerine de neden olabilir. En yaygın görülen belde kireçlenme belirtilerini aşağıdaki listede bulabilirsiniz.

  • Eklem Sertliği ve Spazm: Özellikle sabahları bel bölgesinde hissedilen sertlik, tutukluk ve spazm olması hastalığın yaygın bir belirtisidir. Bu şikâyetler eklem hareketlendikçe azalır ancak hareketin artması ve yüklenme ile birlikte ağrı şikâyetleri ilave olur. Spazm bazı hastalarda bacakların üst kısmına ve kasıklara da yayılabilir.
  • Bacaklarda Uyuşma ve Karıncalanma: Eklemdeki kemik yüzeyleri aşındıkça, kemik dokusunda osteofit adı verilen çıkıntılar oluşabilir. Bu yapıların sinir ve sinir köküne basısına bağlı olarak bacak bölgesinde uyuşma ve hissizlik olarak kendini gösterebilir. Bacaklarda uyuşma, bazı hastalarda ağrı ile birlikte başlar. Bazılarında ise ağrıdan bağımsız olarak da hissedilebilir. Aynı zamanda bacaklarda güç kaybı olabilir. Bu da uzun yürüyüşler yapmayı ya da eğilip-kalkmayı engelleyebilir.
  • Hareket Kısıtlılığı: Bel kireçlenmesinin ileri evrelerinde eklemin hareket açıklığı oldukça azalır. Hareketler esnasında tutukluk şikâyeti giderek artar ve kişi günlük aktivitelerini kendi başına yerine getiremeyecek duruma gelebilir.

Bu yaygın belirtilerin yanı sıra ender görülen semptomlarla karşılaşmak da mümkündür. Bu belirtilerden en az birine sahipseniz bel kireçlenmesinden şüphelenebilirsiniz. Birden fazla belirti taşıyorsanız muayene olmanız gerekir. 

Bel Kireçlenmesi Nasıl Anlaşılır?

Bel osteoartriti hasta şikayeti, öyküsü ve  radyolojik görüntüleme yöntemleri ile kolayca teşhis edilebilir. Bacaklarda ağrı, uyuşma ve karıncalanma şikâyetlerine neden olduğu için bel fıtığı ile karıştırılabilir. Bel kireçlenmesi tanısında en çok kullanılan tetkik genellikle direkt grafi yani röntgendir. Röntgen görüntüleri omurga dejenerasyonunun net bir şekilde anlaşılmasına yardımcı olur ancak sinir ve omurilik basısını durumunu tespit etmede yetersiz kalabilir. Bu noktada manyetik rezonans (MR) ve bilgisayarlı tomografi (BT) görüntüleri ile hastalığın hangi evrede olduğunu anlamak; bölgedeki bağ, kas ve kemiklerin durumunu incelemek mümkündür.

Bel Kireçlenmesi Nasıl Tedavi Edilir?

Bel kireçlenmesi tedavi yöntemleri problemin türüne, yoğunluğuna ve hastaya göre değişkenlik gösterir. Belde kireçlenme tedavisinde genellikle ilk tercih edilen konservatif yani cerrahi dışı yöntemlerdir. Bu tedaviler, eklemdeki hasarı gidererek dokuların yenilenmesini sağlamaz. Ancak hastalık uzun süreçte ilerlediği için süreci yavaşlatır ve cerrahiye olan ihtiyacı azaltır veya geciktirir. Bu noktada hem ağrıları hem de hareket kısıtlılığına destekleyen medikal tedavi seçenekleri ile bel omurga etrafını çevreleyen kasları güçlendirecek egzersizler tercih edilebilir. Böylece günlük yaşamın bel kireçlenmesinden minimum seviyede etkilenmesi, eklemdeki hareket açıklığının korunması hedeflenir.

Bel Kireçlenmesi İlaç Tedavisi

Bel kireçlenmesi, başlangıçta şiddetli ağrılara neden olmasa da ilerleyen evrelerde kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle tedavinin önemli bir parçası da hastalığın neden olduğu semptomları kontrol altına almaktır. Bunun için basit ağrı kesici sınıfında olan parasetamol, ilk tercih olmalıdır. Bu ilaçların kullanım dozu ve sıklığı doktorunuz tarafından belirlenir ve ağrı ataklarının kontrol altına alınmasında oldukça etkilidir.

Bu süreçte tercih edilen bir diğer ilaç grubu ise non-steroid antienflamatuar ilaçlar olup enflamasyonun ön planda olduğu hastalarda sıkça tercih edilir. Daha ileri olgularda girişimsel ağrı tedavi yöntemleri (faset blokajı, radyofrekans, transforamimal ve kaudal blok) tercih edilebilir.

Bel Kireçlenmesi Fizik Tedavi

Bel kireçlenmesinin ilerlemesini engellemek için bölgedeki kasların güçlendirilmesi de oldukça önemlidir. Hastalık ilerleyici özellikte olduğu için eklemi yüklenme ile kullandıkça bölgedeki hasar artar. Bu nedenle aktivite sırasında bölgedeki kas ve bağların yeterli desteği vermesi önemlidir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları omurgayı zorlamadan, sağlıklı bir şekilde çalıştırılmasını sağlar.

Bu süreçte klinik şartlarında uygulanan veya hastanın kendi kendine yapacağı sıcak-soğuk uygulamaları da oldukça etkili olabilir. Tedavinin bir diğer bileşeni, bölgeyi stabil tutmak için ortez kullanımıdır. Uygun hastalarda uzun süre olmamak kaydıyla korseler kullanılabilir. Fizik tedavi, bel kireçlenmesini tamamen ortadan kaldırmaz ancak beli güçlendirerek, dejenerasyonun hızlı ilerlemesini engeller ve ameliyat ihtiyacını mümkün olduğunca erteler.

Bel Kireçlenmesi Ameliyatı

Bel kireçlenmesinin ameliyat ile tedavisi genellikle hastalığın oldukça ileri evrelerinde tercih edilir. Kireçlenme ile birlikte bel kayması, kanal daralması gibi durumlarda özellikle sinir hasarı, kas gücü kaybı durumlarında operasyon tercih edilebilir. Ancak operasyon kararı çok iyi düşünülmelidir. Belde kireçlenme ameliyatı riskleri de dikkate alınarak tedavi yapılmalıdır.

Bel Kireçlenmesi için Egzersizler

Fizik tedavi süreci ile birlikte kişinin evde yapacağı bir takım egzersizler de hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada oldukça etkilidir. Bu egzersizler bel eklemini rahatlatır ve bölgeyi esneterek günlük hareketin kolay ve ağrısız olmasına yardımcı olur. Kireçlenme hastaları arasında yaygın olarak “bel kireçlenmesi egzersizi” olarak da bilinen ve bölgenin güçlenmesine yardımcı olan bazı hareketler şunlardır:

  • Sırt üstü yatar pozisyonda iken eller belin altına yerleştirilir. Karın kasları kasılarak bel bölgesi ellerin üzerine doğru bastırılır. Bu pozisyonda 5 – 10 saniye bekledikten sonra ise bel gevşetilir.
  • Sırt üstü yatar pozisyondayken bir bacak yerde kalır ve bir bacak karna doğru çekilir. Bu hareket sağ ve sol bacak için ayrı ayrı tekrarlanır.
  • Sırt üstü yatar pozisyonda iken bacaklar düz bir şekilde tutulur. Sağ ve sol bacakların her biri sırayla yukarı kaldırılır. Bacağın arkasında gerginlik hissedinceye kadar sayılır ve diğer bacağa geçilir.
  • Düz bir zemine yüz üstü uzanılır. Ellerden destek almadan üst gövde ve bacaklar yukarı doğru kaldırılır.

Bu hareketlerden verim alabilmek için düzenli uygulanması da oldukça önemlidir. Günlük olarak tekrarlayacağınız 2 set sayesinde bel kireçlenmesine bağlı ağrıları azaltabilir ve uzun vadede eklem sağlığını koruyabilirsiniz.

Belde Kireçlenme için Hangi Doktora Gidilir?

Bel kireçlenmesi, özellikle ileri yaşlarda oldukça sık görülen bir durumdur. Erken dönemde teşhis konulmadığında öne eğilme, oturma ve kalkma gibi önemli günlük aktiviteleri kısıtlayabilir. Eklem hareket açıklığının azalması, kişinin iş ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle yukarıda sıralanan şikâyetlere sahip kişilerin mutlaka alanında uzman bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına veya ortopediste danışması tavsiye edilir.

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Ümit DİNÇER
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik tedavi ve Rehabilitasyon alanında uzman olan sayın Dinçer, 1970 yılında Kayseri’de doğmuştur. İyi derecede İngilizce bilen Prof. Dr. Ümit Dinçer, osteaoartrit alanında önde gelen uzmanlardan birisidir.