Kalça Protezi Nedir?
Kalça eklemi, günlük aktiviteleri gerçekleştirmede büyük bir rol oynar. Topuz (femur başı) ve soketten (pelvik asetabulum) oluşur. Bu iki bölge arasındaki kaygan kıkırdak dokusu ise kalça hareketlerinin kolay olmasını sağlar. Böylece yürüme, koşma, oturma ve kalkma gibi günlük aktiviteler ağrısız bir şekilde, kolayca yapılabilir. Kalça eklemi, aynı zamanda vücuttaki en büyük ve en çok ağırlık taşıyan eklemlerden biridir. Bu nedenle zaman içerisinde aşınmaya ve yıpranmaya da en meyilli bölgelerdendir. Kalça ekleminde görülen bu aşınma eklem hareketlerini ciddi ölçüde etkilediğinde ve ağrı şikâyetleri yaşam kalitesini düşürdüğünde ise kalça protezi ile bölgedeki sağlıklı hareket açıklığının korunması sağlanabilir.
Kalça protezleri; dejenere olmuş kalça ekleminin yerini tutan ve eklemin ağrısız bir şekilde hareket etmesine yardımcı olan yapay eklemdir. Özellikle kalça kemiklerindeki aşınmanın ileri derecelerde olduğu ve eklemin işlevini kaybetmeye başladığı hastalarda, orijinal eklem yapısını taklit ederek hareket açıklığının korunmasını sağlar. Konservatif (cerrahi dışı) yöntemlerle etkin sonuç alınamayan hastalarda en sık tercih edilen tedavi yöntemlerinden biridir.
İlk kez 1960 yılında uygulanan bu aparatlar, başlangıçta sadece metal ve plastik arayüzden üretilmekteydi. Dolayısıyla hem etkisi hem de ömrü sınırlıydı. Günümüzde ise metal, seramik ve polietilen gibi dayanıklı plastiklerden üretilen protezler sayesinde tedavide çok daha başarılı sonuçlar alınmaktadır. “Kalça protezi nedir?” sorusuna net bir yanıt verebilmek için için günümüzün modern protezlerinin etki mekanizmasına değinmek de faydalı olacaktır. Bu aparatlar 4 ana komponentten oluşur:
- Asetabular Soket: Sağlıklı kalça eklemindeki soketin işlevini görür.
- Plastik Lineer: Soket ile topuz arasında bağlantı sağlar. Genellikle plastiktir ancak kişinin ihtiyaçlarına göre metal ya da seramik olabilir.
- Femoral-Uyluk Komponenti: Uyluk kemiğinin içerisine yerleştirilen kısımdır.
- Femoral Baş (Topuz): Sağlıklı eklemdeki femur topuzun yerini alır.
Kalça Protezi Hangi Durumlarda Takılır?
“Kalça protezi hangi durumlarda takılır?” sorusu, konu ile ilgili en çok merak edilenlerin başında gelmektedir. Kalça protezi, eklemin deforme olmasına neden olan ve işlevlerini kısıtlayan hastalıkların tedavisinde tercih edilir. Başta kalça kireçlenmesi (koksartroz) olmak üzere, gelişimsel kalça çıkığı, büyüme plağı kayması, romatizmal hastalıklar, femur başında kanlanma problemi gibi birçok rahatsızlık protez ihtiyacı doğurabilir. En yaygın nedenler:
Kalça Kireçlenmesi
Dünya genelinde kalça protezi ameliyatlarının en sık nedenidir. Bu ameliyatların yaklaşık %90’ı kireçlenmeye bağlı eklemde oluşan aşınma nedeniyle yapılır. Osteoartrit olarak da bilinen bu rahatsızlık, kemiği kaplayan kıkırdak dokusunun ve kemik yapının aşınması sonucu ortaya çıkar. En çok da vücudun yük taşıyan eklemlerinden olan kalça bölgesinde görülür. Özellikle yaşlı hastalarda, dokuların güçsüzleşmesine bağlı olarak en sık karşılaşılan artrit türüdür.
Kalçada kireçlenme nedeniyle kıkırdak aşınarak inceldiğinde eklemdeki sürtünme artar ve kemik yüzeyinde de aşınma gerçekleşir. Zaman içerisinde yürüme, oturup-kalkma gibi günlük yaşam aktiviteleri ağrı sebebiyle oldukça zorlaşır. Eğer kıkırdak ve kemik kaybı ileri evrelerde ise protezler yardımı ile sağlıklı eklem mobilitesinin korunması sağlanabilir.
Kalça Kırıkları
Kalçanın boyun çevresi kısmında meydana gelen kırıklar kaynama özelliğine sahip değildir. Özellikle yaşlılarda bu süreç çok daha yavaş ve acılı olabilir. Bu nedenle kırık bölgenin çıkarılması ve eklemin hareket edebilmesi için protezlerin kullanılması tercih edilir.
Avasküler Nekroz
Kısaca AVN olarak da bilinen bu rahatsızlığın nedenleri kesin olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte uzun süre kortizon kullanan ya da aşırı alkol tüketen kişiler risk grubunda değerlendirilir. Avasküler nekroz hastalığında femuru besleyen damarların bir kısmı işlevini kaybeder ve canlı dokular ölmeye başlar. Sonuç olarak femur başı çöker ve eklem sağlıklı bir şekilde hareket edemez. Rahatsızlığın ileri evrelerinde ve cerrahi dışı tedaviler sonuç vermediğinde en başarılı sonuçlar kalça protezi ameliyatları ile alınmaktadır.
Kalça Protezi Çeşitleri Nelerdir?
Kalça protezi çeşitleri, uygulama şekline göre temelde çimentolu ve çimentosuz olmak üzere 2 ana gruba ayrılır:
Çimentolu Kalça Protezi
Özellikle kalça protezi ameliyatlarının ilk dönemlerinde tercih edilen ancak hâlâ kemik kalitesi iyi olmayan hastalarda uygulanmaya devam edilen bir yöntemdir. Çimentolu kalça protezinin diğer protezlerden farkı; “kemik çimentosu” adı verilen bir madde ile uygulanmasıdır. Yapıştırıcı niteliğinde olan bu madde polimetilmetakrilat adı verilen, özel bir madde içerir.
Çimentosuz Kalça Protezi
Gelişen teknolojik imkânlar, protez cerrahisini de her geçen gün etkilemektedir. Bunun en önemli sonuçlarından biri ise çimentosuz protezlerdir. Günümüzün modern ameliyatlarının büyük bir çoğunda kullanılan bu türde protezin yüzeyi pütürlü bir yapıdadır. Bu nedenle kemik yüzeyine kolayca yerleşir. Uygulama yapılırken çimento denilen yapıştırıcı kullanılmaz ve leğen kemiği yuvası uyluk kemiğine sıkıştırıldıktan sonra çakılır. Bu şekilde kemiklerin daha kolay kaynaması sağlanabilir. En önemlisi de bu protezlerin vücudun doğal bir parçası gibi işlev gösterebilmesi ve ameliyattan alınan sonuçların daha tatmin edici olmasıdır.
Top ve Yuvanın Cinsine Göre Kalça Protezi
Geçmişte sadece metal ve plastikten üretilen protezler, günümüzde daha dayanıklı malzemelerle üretilebilmektedir. Bunun en büyük avantajlarından biri de kuşkusuz protez ömrünün uzaması ve bölge ile daha uyumlu çalışmasıdır:
Metal baş- polietilen yuva
Baş kısmı metal; yuva ismi ise polietilen denilen, dayanıklı bir plastik malzemeden yapılır. Özellikle 65 yaş üzerindeki hastalarda en çok tercih edilen protez türüdür.
Seramik baş- seramik yuva
Hem baş hem de yuva kısmı seramiktir. Aşınma süreci daha geç olduğu için özellikle genç hastalarda tercih edilir.
Metal baş-metal yuva
Reaksiyon riski nedeniyle günümüzde pek kullanılmamaktadır.
Total ve Kısmî Kalça Protezi Nedir?
Total kalça artroplastisinde (TKA) kalça ekleminin hem baş hem de yuva kısmı değiştirilir. Bu işlem çimentolu ya da çimentosuz yöntemle yapılabilir. TKA, genellikle ileri derecede eklem deformasyonu olan hastalarda tercih edilir. Kireçlenmeye bağlı her iki kemikte de aşınma başlayan hastalarda eklemin sağlıklı bir şekilde hareket etmesine yardımcı olur.
Kalça hemiartroplastisi uygulamalarında ise eklemin hasar görmüş bölgelerine kısmî protezler konulur. Bu aparatlar, genellikle genç hastalarda ve kırıklar sonrasında tercih edilir. Amaç; yuva kısmındaki kemiği zayıflatmamak ve ileride oluşabilecek ameliyat ihtimalleri için kemik rezervini korumaktır. Genellikle sadece uyluk kemiğine aparat konulması tercih edilir.
Kalça Protezi Ne Zaman Takılmalıdır?
Yapay kalça eklemleri, sanılanın aksine hem genç hem de yaşlı hastalarda tercih edilebilir. Hasta kemik gelişimini tamamlamış olduğu sürece ameliyat için herhangi bir yaş sınırı yoktur. Bununla birlikte işlem çoğunlukla 50 – 60 yaş ve üzerindeki hastalarda yapılır. Bunun nedeni ise bu aparatların belli bir ömrünün olması, dolayısıyla ilerleyen yıllarda yeniden cerrahi ihtiyacı ortaya çıkarmasıdır. Eğer uygulama genç hastalara yapılacaksa seramik materyallerden üretilen protezler kullanılabilir. Seramik ürünlerin aşınma, sürtünme dayanıklılığı metal olanlara göre daha fazla olduğu için yenilenme ihtiyacı da daha geç olacaktır.
Hastanın şikâyetlerini azaltmak için ağrı kesicilerden ve eklem içi enjeksiyonlardan yardım alınabilir. Bu süreçte hasta zayıflayıp, daha aktif bir yaşam sürmeye başlarsa kıkırdak dokusunu koruyabilir. Fizik tedavi ve rehabilitasyon da eklemin zorlanmadan çalışmasına yardımcı olacak ve bu süreçte eklem sağlığını destekleyecektir. Ancak;
- Cerrahi dışı yöntemlerden başarılı sonuç alınamadığında
- Ağrı ve egzersizlere rağmen kalça ağrısı geçmiyorsa
- Hastanın yürüme, oturma ve kalkma gibi temel günlük hareketleri büyük ölçüde kısıtlanmışsa
- Yürüme bozuklukları oluşmaya başlamışsa
- Ağrının dindirilmesi için sürekli olarak antienflamatuar ilaçların ve ağrı kesicilerin kullanılması gerekiyorsa cerrahi seçeneği düşünülebilir.
Kalça Protezinin Ömrü Ne Kadardır?
Yapay kalça protezlerini oluşturan parçalar zaman içerisinde aşınır. Harekete bağlı olarak yıpranır ve gevşemeye başlar. Bu nedenle kullanılan protezlerin belli bir ömrü vardır. Protez cerrahisi dikkatli bir şekilde, uygun yöntemlerle yapıldığında oldukça uzun bir süre hastanın rahatça hareket etmesini sağlar. Kullanılan materyale göre değişmekle birlikte ömürleri yaklaşık 15 – 20 yıldır. Günümüzde kullanılan modern artroplasti yöntemleri sayesinde protezlerle geçirilen süre hem uzun hem de konforlu olmaktadır.
Kalça Protezi Ameliyatı Kaç Saat Sürer? Nasıl Yapılır?
Kalça protezi ameliyatları, genel ya da epidural (belden aşağısını uyuşturma) anestezi ile yapılabilir. Bu noktada hem hangi anestezi yönteminin kullanılacağına karar vermek hem de komplikasyon riskini minimuma indirmek için hastanın genel sağlık durumunu anlamak önemlidir.
Şeker ya da tansiyon hastalığı cerrahiye engel değildir. Ancak doğru yaklaşımlarla kontrol altında tutulması önemlidir. Bu nedenle ameliyat öncesinde hastanın aldığı ilaçlara yönelik bazı düzenlemeler yapmak gerekebilir. Doku iyileşmesini yavaşlattığı için ameliyattan yaklaşık 1 – 1,5 ay öncesinde hastanın sigara kullanımını bırakmış olması tercih edilir.
Kalça protezi ameliyatları geleneksel açık ameliyat yöntemi ile yapılır. Öncelikle genel anestezi ile hasta uyutulur. Eğer belden aşağısı uyuşturulacaksa hastanın bilinci açık hâlde olur ancak işlem nedeniyle herhangi bir acı ya da ağrı hissetmez. Kalça bölgesinden yaklaşık 10 – 20 cm’lik bir kesi yapılır. Bölgedeki deforme olmuş kemik ve kıkırdak dokularının tamamı çıkarılır. Çimentolu ya da çimentosuz yöntemle protezler yerleştirilir. Sonraki aşamada kapsül, kas, fasya ve cilt altı dokuları uygun konumda olacak şekilde dikilir.
“Kalça protezi ameliyatı kaç saat sürer?” sorusuna net bir yanıt vermek ise mümkün olmayabilir. Ameliyat süresi etiyolojiye, kırığın tipine, planlanan cerrahi prosedüre, eşlik eden hastalıklara göre değişkenlik gösterebilir. Bu nedenle bazı hastalarda ameliyat süresi daha uzun ya da daha kısa olabilir. Genel olarak söyleyecek olursak; 2 – 2,5 saat arasında işlem tamamlanır diyebiliriz.
Kalça Protezi Ameliyatı Sonrası Süreç
Kalça protezi ameliyatından sonra hastalar bir süre hastanede istirahat ederler. Bu süre yaklaşık 3 – 7 gün arasıdır. Cerrahi uygulama kalça biyomekaniğini düzenlemeye odaklansa da her hastanın ihtiyaçları bu süreçte özel olabilir. Bu nedenle iyileşme sürecinin de hasta özelinde değerlendirilmesi en doğrusu olacaktır. Genel olarak;
- Hastanın narkoz etkisini üzerinden atması için nefes egzersizleri yapması ve odaya çıktıktan sonraki gün hafif egzersizlere başlaması istenebilir.
- Kalça ameliyatı sonrası yürümeye kısa sürede başlanır. Ameliyatın ertesi günü hastalar yürüteç ve hasta yakınlarının da desteği ile kısa yürüyüşler yapabilirler.
- Dikişler ortalama 15 gün içerisinde alınır. Bu süreçten sonra hasta duş alabilir ve kasları esnetmeye, güçlendirmeye yönelik egzersizler yapmaya başlayabilir.
- Ameliyattan sonraki 6. haftada genellikle desteksiz yürünebilir ve günlük olarak düz zeminde, kısa yürüyüşler yapılması tavsiye edilir.
- Erken ve konforlu bir normal yaşama dönüş için fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları önemlidir.
- Kalça protezi ameliyatı sonrası ödem tüm hastalarda görülen bir yan etkidir. Şişlik ameliyat sonrasında 3 – 6 ay kadar devam edebilir. Ancak yürümek ilk haftadan itibaren ağrısızdır. Bu nedenle hastaların düzenli olarak verilen egzersizleri yapması ve eklemi hareketli tutması önemlidir.
Kalça Ameliyatı Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Ameliyattan maksimum verimi alabilmek için iyileşme sürecini de sağlıklı bir şekilde geçirmek ve eklemi korumak, aşırı yük bindirmemek önemlidir. Bunun için:
- Dizleri kalçadan yukarı kaldırmamak ve oturuş pozisyonunda 80 derecelik açıyı korumak önemlidir.
- Tabure gibi alçak oturaklar yerine yükseltici yastık ile birlikte yüksek kanepe ve sandalyelere oturmak gerekir.
- Pantolon, çorap giyerken hasta yakınlarından destek alınmalıdır.
- Yüksek tuvalet oturakları tercih edilmeli ve oturur pozisyondayken öne eğilmekten kaçınılmalıdır.
- Kalça protezi ameliyatı sonrası yatış pozisyonu da önemlidir. Hastanın yatarken bacaklarının arasına bir yastık koyması gerekir. Uyku esnasında hasta fark etmeden yastık düşebileceği için tam iyileşme gerçekleşene kadar genellikle sırt üstü yatılması tavsiye edilir.
- Bacakları sıkıca kapatmak bu süreçte tehlikelidir. Bu nedenle oturur pozisyondayken bacak bacak üstüne atmak risklidir.
Kalça Protezi Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Kalça protezi ameliyatları genel olarak büyük riskleri beraberinde getirmez. Ancak risk düşük de olsa her hastada komplikasyon görülme olasılığı vardır. Bunlar:
- Enfeksiyon: Tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi protez ameliyatlarında da enfeksiyon riski vardır. Özellikle açık cerrahi ile yapılan bir işlem olduğu için ameliyat sonrasında hastanın temiz bakılması oldukça önemlidir. Enfeksiyon riskini minimuma indirmek için ameliyat sonrası iyileşme sürecinde düzenli olarak antibiyotik kullanılabilir. Yine de enfeksiyon görülmesi durumunda farklı antibiyotiklerle durumun kontrol altına alınması sağlanabilir. Eğer enfeksiyon çok ilerlerse cerrahi işlemin tekrarlanması ve bölgenin temizlenmesi gerekebilir. Doğru ameliyathane koşullarında, deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığında bu risk %1’dir.
- Derin ven trombozu (toplardamarda kan pıhtılaşması): Bu risk neredeyse tüm cerrahi operasyonlar için geçerlidir. Özellikle kalça protezi ameliyatı sonrası bacakta şişlik olması, bu komplikasyona dair önemli bir işarettir. Ameliyat sonrası hafif egzersizler yapmak ve antiembolik çoraplar sayesinde DVT riski ciddi oranda azaltılabilir. Hasta bu süreçte dikkatli olur ve doktorun tüm önerilerini yerine getirirse herhangi bir şikâyet olmadan iyileşme süreci tamamlanabilir.
- Kalça Protezi Çıkması: Cerrahi sonrası oluşabilecek bir diğer risk de protezin tam anlamıyla uyum sağlamadan çıkmasıdır. Bu riskin önüne geçmek için kalça protezi ameliyatlarından sonraki 3 ay boyunca hastanın bazı hareketleri yapması yasaklanır. Kalçayı 90 dereceden fazla bükmek, bacak bacak üzerine atmak ve öne eğilmek protezin konumunu olumsuz etkileyebilir. Eklemin kapsülü tam anlamıyla yerine oturmadığı için protez yerinden çıkabilir. Bu durumda kapsülün yeniden yerleştirilmesi için genel anestezi ile yeniden operasyon yapılması gerekebilir. Kalça protezi sonrası topallama, çıkığın önemli belirtilerinden biridir. Bununla birlikte en yaygın görülen kalça protezi çıkması belirtileri:
- Kalçada ağrı
- Eklem bölgesinde şişlik
- Hareketle birlikte duyulan metal sesi
- Yürüme zorluğu
- Bacak boyu eşitsizlikleri olarak sıralanabilir.
Kalça protezi ameliyatları, alanında deneyimli ortopedi uzmanları tarafından yapıldığında oldukça başarılı geçer. Ameliyat sırasında kişinin fizyolojik özellikleri de dikkate alınarak bacaklar arasında dengesizlik olmamasına ve eklemin tam olarak oturmasına dikkat edilir. İyileşme sürecinde hasta da yaşam alışkanlıklarına dikkat ederek bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilir.
Yazar Hakkında
Prof. Dr. Ümit DİNÇER
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Fizik tedavi ve Rehabilitasyon alanında uzman olan sayın Dinçer, 1970 yılında Kayseri’de doğmuştur. İyi derecede İngilizce bilen Prof. Dr. Ümit Dinçer, osteaoartrit alanında önde gelen uzmanlardan birisidir.