Kalsiyum Nedir?

Kalsiyum, insan vücudu ve metabolizması için en önemli minerallerden biridir. Başta kemik ve diş olmak üzere kalp kası, iskelet kası ve metabolizma üzerinde oldukça önemli hatta hayati etkilere sahiptir. Bu mineral, vücuda tüketilen besinler yoluyla ile alınır. D vitamini ile birlikte alınması başta osteoporoz olmak üzere kemik ve kas sağlığı üzerinde önemli etkiye sahiptir.

Çocuklarda kalsiyum eksikliğinin başlıca etkisi raşitizm, yetişkinlerde ise osteoporoz yani kemik erimesidir. Bu nedenle bu mineralin kemik sağlığı ile doğrudan ilişkili olduğu açıktır.
İnsan için kalsiyum dış kaynaktan ve genellikle hayvansal gıdalardan karşılanır ancak tek kaynak hayvansal  değildir. Aynı zamanda bitkisel besin kaynakları da vücuda önemli ölçüde kalsiyum sağlarlar. Yumurta, süt ve süt ürünleri, balık gibi hayvansal kaynakların dışında, soğan, nohut, lahana, brokoli, kereviz, yağlı tohumlar, baklagiller ve bazı kuru meyveler önemli kalsiyum kaynaklarıdır. Eğer ihtiyaç duyulan kalsiyum dışarıdan, gıda ve takviyelerden alınmazsa vücut kalsiyum deposu olan kemiklerden bu ihtiyacını karşılar. Bu da uzun vadede kemik ve iskelet sistemi için riskli olabilmektedir.

Günlük Alınması Gereken Kalsiyum Miktarı Nedir?

Günlük kalsiyum ihtiyacı her yaşta farklı olabilir. Cinsiyet de bu noktada belirleyici olan bir diğer etkendir. Yenidoğan ve çocukluk döneminde ihtiyaç duyulan kalsiyum miktarı ile yetişkinlikteki birbirinden farklıdır. Kadınlarda, menopoz dönemiyle birlikte östrojende düşüş başlar ve kemik yoğunluğu azalır, alınması gereken günlük kalsiyum miktarı normalden fazla olabilir. Yaş ve cinsiyete göre günlük alınması gereken miktarlar: 

  • Yenidoğan döneminde 200 – 1000 mg
  • 7 – 12 aylık bebekler için 260 – 1500 mg
  • 1 – 8 yaş çocuklar için 1000 – 2500 mg
  • 9 – 18 yaş arası ergenler için 1300 – 3000 mg
  • 19 – 50 yaş yetişkinler için 1000 – 2500 mg
  • 51 yaş üzeri erkekler için 1000 – 2000 mg
  • 51 yaş üzeri kadınlar için 1200 – 2000 mg
  • Hamile ve emziren kadınlar için ise 1000 – 2500 mg’dır.

Kalsiyum Takviyesine Ne Zaman İhtiyaç Duyulur?

Hipokalsemi (Kalsiyum eksikliği) durumunda veya risk faktörlerinin varlığında kan kalsiyum düzeyi ölçülerek destek veya tedavi maksatlı kalsiyum kullanılabilir. Dengeli beslenen bireyde ilave bir hastalık yok ise kalsiyum eksikliği beklenmez. Kalsiyum eksikliği bir hastalık durumunda veya vegan beslenenlerde, bağırsak emilim sorunları olanlarda (inflamatuar barsak veya çölyak hastalığı), laktoz intoleransında ve uzun süreli kortikosteroid kullanımında kalsiyum takviyesi verilmelidir. Osteoporoz, D vitamini ve fosfat eksikliği de kalsiyum eksikliğine yol açabilir.

Kalsiyum eksikliğinin en yaygın belirtileri:

  • Parmaklarda uyuşma ve karıncalanma
  • Havale
  • Kalp ritminin düzensizleşmesi
  • Hâlsizlik
  • Kas krampları
  • Saç dökülmesidir.

Aynı zamanda kemik kaybı ve deformasyonu da kalsiyum eksikliğine bağlı olarak gerçekleşir. Bu nedenle osteoporozun da başlıca nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Eksikliğin nedeni belli bir rahatsızlıktan kaynaklanıyorsa ya da altında yatan nedenler belliyse bu noktada takviyeler yardımı ile kalsiyum alınabilir. Ancak bu sürecin mutlaka uzman bir doktor eşliğinde, kontrollü olması gerekir. Eğer alınan miktar fazla olursa “hiperkalsemi” adı verilen kalsiyum fazlalığı ortaya çıkabilir. Bu da eksikliğinde olduğu gibi bazı sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir.

Vücuttaki Kalsiyum Miktarı ve Kireçlenme Arasındaki İlişki Nedir?

Kireçlenme, eklem kıkırdak dokusunun hasar görmesi ve kıkırdak altı kemik dokunun hasar görmesi ile tanımlanabilir. Bu kıkırdak altı kemiğin mukavemetini azaltan nedenlerinden biri ise kemik yoğunluğunun azalması ve kırılgan hâle gelmesidir.

Kemikler aynı zamanda vücudun kalsiyum deposudur. Eğer günlük beslenmeden yeterli miktarda kalsiyum alınmazsa, vücut kemiklerdeki kalsiyum deposunu kullanmaya başlar. Bu süreçte kalsiyum takviyesi ile bu kayıp önlenebilir. Ancak destek sağlanmazsa, bu durumda kemikler mineralden aldığı gücü kaybederek daha zayıf ve kırılgan hâle gelebilir. Bu da uzun vadede osteoartrit yani kireçlenme riskini artırabilir.

Kalsiyum ve Kireçlenme İlişkisi Hakkında Yanlış Bilinenler

Kireçlenme hakkında yanlış bilinenlerden bir tanesi de kireçlenmenin vücutta aşırı kalsiyum birikmesine bağlı olarak oluştuğudur. Kireçlenme dejeneratif eklem hastalığına biraz da yanlış verilmiş bir isimdir. Dejenere olan eklem elemanları tamir sürecinde daha fazla kalsiyum içerir ve kireçlenme isimlendirmesi buna dayanır. Bir diğer yanlış kireçlenmenin sadece yaşla ilgili olduğudur. Sekonder (ikincil) kireçlenme ekleme travma, geçirilmiş hastalık, enfeksiyon gibi süreçleri takiben oluşur ve genç yaşta da görülebilir.

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Ümit DİNÇER
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik tedavi ve Rehabilitasyon alanında uzman olan sayın Dinçer, 1970 yılında Kayseri’de doğmuştur. İyi derecede İngilizce bilen Prof. Dr. Ümit Dinçer, osteaoartrit alanında önde gelen uzmanlardan birisidir.